top of page

BÄ°TE TEKNOLOJÄ°SÄ°

Son yıllarda kanser tedavisinin en heyecan verici geliÅŸmeleri immünoterapilerde yaÅŸanıyor. Ä°nsan gen haritasının tamamen çözülmesinden sonra hız kazanan immünoterapilere, her biri bir öncekinden daha baÅŸarılı olmak üzere yeni metotlar ekleniyor. Haber 7 ‘de yer alan habere göre; Kanser tedavisinde en son immünoterapi yöntemi ise ileri biyomühendislik ürünü olan BÄ°TE (Bispesifik T hücre baÄŸlayıcısı) yani çift taraflı hücre baÄŸlayıcılar… YetiÅŸkinlerde son derece agresif hareket eden ve sadece Avrupa’da yılda 100 bin kiÅŸinin ölümüne yol açan bir kan kanseri türü olan akut lenfoblastik lösemide, diÄŸer bütün tedavileri denemiÅŸ ve nüksetmiÅŸ hastalarda yüzde 70’e varan oranda iyileÅŸme saÄŸladığı kanıtlanan BÄ°TE teknolojisi, akciÄŸer, prostat ve beyin kanserinde de araÅŸtırılıyor.

MÜNÄ°H’TEKÄ° GELÄ°ÅžTÄ°RÄ°LDÄ°: GeçtiÄŸimiz günlerde dünya saÄŸlık medyasının temsilcileri ile birlikte BÄ°TE’ların geliÅŸtirildiÄŸi Münih’teki laboratuvarı ziyaret ettik. Ä°lk defa dünyanın önde gelen biyoteknoloji ÅŸirketlerinden olan Amgen tarafından geliÅŸtirilen BÄ°TE’ların üretim süreçlerini izledik. BÄ°TE’ların kanser hücrelerini nasıl yok ettiÄŸini, bu yeni tedavinin hangi kanserlerde etkili olduÄŸunu BÄ°TE teknolojisini bulan ve geliÅŸtiren bilim adamı Dr. Peter Kufer anlattı…

​

​

​

​

​

​

​

​

 

 

 

VÜCUDUN KENDÄ° GÜCÜNÜ KULLANIYOR: Ä°mmünoterapinin vücudun kendi bağışıklık sisteminin gücünü kullanarak kanser hücrelerinin yok edilmesi mantığına dayandığını söyleyen Dr. Peter Kufer “Savunma sistemimizin en güçlü hücreleri olan T hücreleri, vücumuzda dolaÅŸan kanser hücrelerini arayıp, buluyor ve yok ediyor. Bu iÅŸlem gün boyunca devam ediyor. Ancak bazen kanser hücreleri çeÅŸitli yollarla bağışıklık sisteminden kaçabiliyor. Bu yollar, tümörün etrafında oluÅŸan immün zırh ve özellikle vücudun tümörleri yok etmekle görevli hücrelerinde ortaya çıkan immün körlük. Bağışıklık sisteminden kaçan kanser hücreleri çoÄŸalarak hastalık belirtisi vermeye baÅŸlıyor. Ä°mmünoterapiler, çeÅŸitli yöntemlerle bu zırhı delerek bağışıklık sisteminin kanser hücresini bulmasını saÄŸlıyor. Fakat kanser hücreleri o kadar akıllı ki bütün tedavilere raÄŸmen bağışıklık hücrelerinden saklanmayı baÅŸarabiliyorlar” dedi.

BAÄžIÅžIKLIK SÄ°STEMÄ° HÜCRELERÄ°NE GÖZLÜK BÄ°TE: Teknolojisinin bağışıklık sisteminden kaçan kanser hücrelerini de bulup yakalamayı baÅŸardığını anlatan Dr. Kufer “Bağışıklık sisteminin T hücreleri kanser hücrelerine tek taraflı baÄŸlanıp onları yok etmeye çalışırken bazılarını gözden kaçırabiliyor. Biz, BÄ°TE teknolojisi ile bağışıklık hücrelerine âdeta birer gözlük taktık. Burada dışarıdan verilen bir kimyasal madde yok. BÄ°TE’lar bir protein zinciri ile birbirine baÄŸlanan iki tane baÄŸlayıcı koldan oluÅŸuyor. Bu baÄŸlayıcı kollardan bir tanesi kanser hücresi üzerindeki, bağışıklık sisteminin onu tanımasını saÄŸlayan alıcıya baÄŸlanırken, diÄŸer baÄŸlayıcı kol, vücudun savunma sistemi olan T hücresine baÄŸlanıyor. Böylece kanser hücresinin kaçış yolu kalmıyor. BÄ°TE’lar normalde savunma sistemlerinden kaçan kanser hücrelerinin tanınmasını saÄŸlıyor. Henüz BÄ°TE’lara karşı geliÅŸtirilmiÅŸ bir direnç olmadığı için tümör bağışıklık hücrelerinden saklanamıyor. Ayrıca bu kanser hücresini tanıyan T hücresi kendisi bölünerek, çoÄŸalarak, baÅŸka savunma hücreleri oluÅŸturabiliyor. Bölünen T hücreleri de aynı ÅŸekilde kanser hücrelerini tanıma özelliÄŸine sahipler. Yani siz bir hücreyi kodlamış oluyorsunuz, o hücre bölünerek kendisinin benzerlerini oluÅŸturuyor ve onlar da kanser hücrelerine saldırıyorlar. Yani kendini çoÄŸaltıyor” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ROBOT GÄ°BÄ° ÇALIÅžIYOR: Kanser hücrelerinin üzerinde onları tanımayı saÄŸlayan kendine özgü iÅŸaretler olduÄŸunu anlatan BÄ°TE platformunun kurucusu Dr. Peter Kufer, “BÄ°TE teknolojisinde, ilacın bağışıklık sistemine baÄŸlanan kolu sabit kalmak ÅŸartıyla, tümöre baÄŸlanan kolunu deÄŸiÅŸtirerek her kanser için farklı BÄ°TE’ler oluÅŸturabiliyoruz. Bunu tıpkı bir robot gibi düÅŸünebilirsiniz. Bunun diÄŸer immünoterapi yaklaşımlarından farklı hastane eczanelerinde bulundurabileceÄŸiniz bir ilaç ÅŸeklinde olması. Yani hastaya müdahale için bir laboratuvarda hastanın kanına bir müdahale yapmanıza gerek yok, direkt eczane rafından alıp hastaya ilaç olarak uygulayabileceÄŸiniz temel bir immünoterapi” diyor.

Ä°LERÄ° EVRE PROSTAT KANSERÄ° HASTALARI Ä°ÇÄ°N UMUT: Akut lenfoblastik lösemide etkin olduÄŸu anlaşıldıktan sonra Amerikan Gıda ve Ä°laç Dairesi tarafından 2,5 ay gibi kısa bir sürede ruhsatlanan tedavi, Avrupa’da ve ülkemizde ruhsatlı. BITE’ların öncelikle daha önce tedavi görmüÅŸ ve bir ÅŸekilde hastalığı tekrarlamış akut lenfoblastik lösemi hastalarında yüzde 44 oranında tam cevap elde edildiÄŸini anlatan Dr. Peter Kufer, “Bu sonuç son evredeki hastalarda genel saÄŸkalımın 2 katına çıktığını gösteriyor. BÄ°TE’lar Multipl Myelom, Non Hodking Lenfoma ve Akut Myeloid Lösemi gibi kan kanserleri ile akciÄŸer kanseri, glioblastoma adı verilen bir tür beyin kanseri ve prostat kanserinde de araÅŸtırılıyor. Ä°lk sonuçlar bu kanser türlerinde de baÅŸarılı olduÄŸunu gösteriyor. BÄ°TE’ların bugüne kadar kan kanserlerinde çalıştığını biliyorduk ancak organ kanserlerinde de etkili olduÄŸunu görmek kanser hastaları için büyük umutlar vaad ettiÄŸini gösteriyor. Özellikle Prostat kanseri ile yapılan çalışmalarda bütün kemiÄŸi sarmış hastalarda 3 aylık bir tedavi ile kemik metastazlarının yüzde 90 oranında temizlendiÄŸini gördük” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NÜKS PROBLEMÄ° ORTADAN KALKIYOR MU?: Kanser tedavisinde en korkulan durumlardan biri hastalığın nüksetmesi. BÄ°TE’ın nüks riski olan hastalarda kullanılması durumunda hastalığın tekrarlamasını engellediÄŸini ve saÄŸkalımı olumlu etkilediÄŸini aktaran Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ömür Gökmen Sevindik, “Kan kanserlerinde tedavi algoritmamız öncelikle hastalığın ilk aÅŸamasında hastalık yükünü azaltmaya çalıştığımız indüksiyon tedavisi ve sonrasında iyi bir cevap elde edebilirsek bu cevabı pekiÅŸtirmek için uyguladığımız pekiÅŸtirme tedavisi. Lösemi gibi hızlı ilerleyen kan ve ilik kanserlerinde ilk tedavi ile iyi cevaplar elde edebilsek de ne yazık ki hastalık daha sonra tekrarlayabiliyor. Bu tekrarları önlemenin en ideal yolu minimal (çok az) kalıntı hastalığı ortadan kaldırabilmek. Minimal kalıntı hastalık, özel ve hassas yöntemler ile tespit edebildiÄŸimiz tek bir tümör hücresi varlığını ifade ediyor. EÄŸer siz bu hücre yoÄŸunluÄŸunu on binde hatta yüz binde bir hücreye indirgeyebilirseniz hastalık tekrarı riski anlamlı ölçüde ortadan kalkıyor. Hem ilk tedavi sonrası hem de nüks hastalığın tedavisinde artık hedefimiz BÄ°TE antikorlar gibi ileri teknoloji ürünleri ile bahsettiÄŸim bu en küçük miktardaki tümör hücresini de ortadan kaldırmak. Bunun en güzel örneklerinden birisi de akut lenfoblastik lösemi, akut lenfoblastik lösemide eÄŸer ilk tedavi sonrası çok az dahi olsa kalıntı hastalığınız var ise onaylı BÄ°TE ilaçları ile kalıntı hastalığı negatifleÅŸtirebilmek mümkün oluyor ve bu sayede hastalarımızı hastalık nüksüne karşı koruyabiliyor ve saÄŸkalımlarını belirgin uzatabiliyoruz”dedi.

Ä°MMÜNO ONKOLOJÄ°NÄ°N KÖÅžE TAÅžLARI: Ä°nsanoÄŸlu, immünoterapi de dâhil olmak üzere pek çok yenilikçi tedavi ile kanser karşısında artık daha güçlü. BITE dışında bağışıklık sistemi kullanılarak yapılan diÄŸer tedaviler ÅŸöyle…

MONOKLONAL ANTÄ°KORLAR TÜMÖR AVCISI HÜCRELER: Ä°münoterapide uzun yıllardır monoklonal antikorlar kullanılıyordu. Vücudun bağışıklık sistemi zararlı bir maddeyi yok etmek için antikor adı verilen maddeler üretir. Monoklonal antikorlar, vücut tarafından antikor üretilemediÄŸi durumlarda, laboratuvar ortamında üretilerek vücuda damar yoluyla enjekte edilen yapılardır. Bu antikorlar vücutta kanserli hücrenin yerini belirleyerek hücrenin yüzeyine yapışarak kanserli hücreyi yok etmeyi veya tümör geliÅŸimini engellemeyi hedefleyen immünoterapi türüdür. Bugüne kadar, tedavi için onaylanmış olan ve birçok kanserin tedavisinde kullanılan yirmi beÅŸin üzerinde monoklonal antikor bulunuyor.

CHECK-POINT Ä°NHÄ°BÄ°TÖRLERÄ° KONTROL NOKTASI BEKÇÄ°LERÄ° Ä°Åž BAÅžINDA: Vücut kendi bağışıklık sisteminden kendini korumak için PD1 adlı bir protein üretiyor. Bunu fark eden kanser hücreleri de PD1 üreterek bağışıklık sisteminden kaçıyorlar. Bu bilgi, PD1 proteinini etkisiz hâle getiren ilaçların kanser tedavisinde kullanılması ile sonuçlandı. Check-point inhibitörler de denilen bu kontrol noktası blokajı ile 2012 yılında farklı kanser tiplerinde yapılan klinik çalışmalar, daha önceleri tedavisi mümkün görülmeyen, baÅŸka organlara sıçramış kanser hastalarında baÅŸarılı sonruçlar alınmasını saÄŸladı.

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

​

DERÄ° KANSERÄ°NDE ETKÄ°LÄ° UÇUK VÄ°RÜSÜNDEN KANSER TEDAVÄ°SÄ°: Ä°nsanda uçuÄŸa sebep olan herpes virüsünün genetik yapısının deÄŸiÅŸtirilmesi sonucu elde edilen T-VEC adı verilen yeni ilaç sınıfı Malign Melanom adı verilen öldürücü deri kanserinin tedavisinde kullanılıyor. Virüse malign melanom hücrelerini tanıyan ve onları yok eder hale getiren çekirdek bilgisi yükleniyor ve daha sonra Malign Melanom hücrelerine enjekte edildiÄŸinde, kanserli hücrelerin yok olduÄŸu görülüyor. Sadece uygun hastaların yüzeyel lezyonlarında kullanılıyor. Karın içinde ise karaciÄŸer lezyonlarında ve vücut içi metastazlarda kullanılıyor.

CAR-T CELL LABORATUVARDA KİŞİYE ÖZEL TEDAVÄ°: Canlı ilaç (CAR-T Cell) aslında kiÅŸiselleÅŸtirilmiÅŸ bir immünoterapi. Her hastanın kendi T hücreleri kullanılıyor. Beyaz kan hücrelerimiz yeni teknolojiler sayesinde kandan ayrıştırılabiliyor. Daha sonra laboratuvarda sadece o kanser türünün belirtecini tanıyacak ÅŸekilde eÄŸitiliyor. Laboratuvarda çoÄŸaltıldıktan sonra hastaya geri veriliyor. Akut lösemi ve lenfoma teÅŸhisi alan ve çok ilaca dirençli olduÄŸu bilinen türleri için FDA’nin onayı bulunuyor.

Kaynakça:https://www.winally.com/2019/08/bite-teknolojisi

Görseller:seekingalpha.com,haber7.com

bottom of page